Ben pek sevilmedim, o yüzden garip bir kişiliğe sahibim. Aldırış etmeyin..
Bir akşamüstü yenilirim kendime hep.
Daha çiçek açmam artık ben..
Ömür denilen, esip esmediği belli belirsiz bir rüzgârın bizi bir yerlere savurmasını bekliyoruz. Arkamızda bıraktığımız yarınların da bugüne hiçbir tesiri olmadığını bile bile yarına fazla umut yüklüyoruz.
İçim, bir çocuğun kapıda kalmışlığı gibi...
Ne bileyim kimse gülüşümden sevmedi beni mesela. Ya da uyandığımda uzun uzadıya geceden kalma mesajlar atmadı. Kimse sırf sesimi duymak için de aramadı beni. Özlemedi. Hep, ben en çok sevdim. Kimse bunun aksini iddia etmedi. Fakat, isterdim bir kere de ben birilerinin kanatlarında olayım, bir kere de başkası sarsın beni. Bir kere de başkası düşünsün benim mutluluğumu.. Olmadı. Belki de hiç olmayacak, bilmiyorum. Neyse, artık neyseler neyseleri getirse de neyse.
Dayanamadığım halde susmak ve gülümsemek zorunda olduğum şeyler var.
Şu hayatta beni anlayan tek bir kişi bile yok.
Olmuyor, yapamıyorum. Kafam bile kabul etmiyor artık beni, dört duvarla bile küsüm. Sevilmek istemiştim halbuki, bir gece yarısı gülümseten birkaç söz ile. Ağlamamak için zor tutuyorum kendimi, ellerimi sıkıyorum, "neden sevilmedim?" diye soruyorum kendime. Niye yapıyorlar bana bunları? Ben herkese iyi gitmeye çalışırken, temiz düşünmek için uğraştıkça. Bir gün kirlenirsem ve herkesi kirletmeye başlarsam suçlusu ben değilim..