nasıl oluyor vakit bir türlü geçmezken yıllar hayatlar geçiyor~
Bir yılı daha geride bıraktık. Kâh üzüldük kâh üzüldük, yeri geldi üzüldük. Zaman zaman üzüldüğümüz anlar da oldu. Fakat iyi üzüldük.
Bazen bir yerden düşüyormuşum gibi hissediyorum. O anlar beni o kadar etkiliyor ki uykumdan bile bir yerden düşüyormuş gibi birden uyanıyorum. Ama yine de kısa bir süre sonra normale dönüyorum hem de gerçekten kısa bir süre sonra, bunu nasıl başardığıma gelecek olursak düşmemek için sırtımı bir yerlere yaslıyorum daha doğrusu bir şeylere. Mesela bir şarkıya, bir anıya, bir söze, bir şiire, bir kitaba… ama ne olursa olsun sırtımı yaslayacak bir yer illâki buluyorum. Bu günlerde de sırtımı Beethoven’ın şu cümlesine yaslıyorum; “Konuşmanın hiçbir şeye değmediğini hissettiğim anlar oluyor.”
"Biliyor musun, insanları öldürüyorum Portuga."
"Bunu nasıl yapıyorsun Zezé?"
"Onları unutarak."
-Şeker Portakalı
Karanlık gece, ıslak gökyüzü... "Her ölümden sonra yağmur yağar." derdi annem, "içimizde sakladığımız gözyaşları gökyüzünden yeryüzüne akar." Belki de bizim içimizdir gökyüzü.
Ya biz bir rüyadaysak ve uyandığımızda diğer insanlar bizim öldüğümüzü düşünüyorsa...