durduk yere kendimi çok mutsuz hissediyorum sanki içimde bir boşluk varmış gibi doldurulması gereken bir boşluk ama ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok iyi hissediyorum sonra bir anda modum sıfıra iniyor ama aslında durduk yere değil
Yağmurun sağanak, benim kapüşonum yok.
“Mükemmeliyete değil kusurların güzelliğine inanan biriyim. Dağınık saçlara, asimetrik yüzlere, özensiz kıyafetlere, morluklara, kesiklere, çiziklere ve parça bütün ilişkisi olmayan her şeye. İnsanı özel kılan, diğerlerinden ayıran ve şahsa münhasır olan her kusura aşığım.”
içimizde paramparça olup ufacık kırıntılarına kadar bölünmüşken hayat, içimizdeki okyanusların en derinlerinde boğulmuşken umutlar, yangınlar acımasızca alev almışken, içimizdeki tüm parçalar, tüm inandıklarımız, dirençlerimiz, dayanaklarımız, tüm çocukluğumuz paramparça olmuşken, içimiz yıkık bir savaş yerini andırırken, terkedilmiş bomboş bir şehirken, rüzgarlıyken, sessizken, içimizdeki depremlerden ve kıyametlerden sonra en ufak bir canlı belirtisi yokken, nasıl oluyor da ruhumuz hâlâ içimizde? nasıl oluyor da kalbimiz hâlâ atıyor? bakmayın gülümsediğime, ayakta durduğuma, dışarıdan normal göründüğüme, ben paramparçayım. ben, yenilgiyim.
ama biliyor musun, gıkım bile çıkmıyor. bir kere sitem etmeye kalktım ardından kahkahalar attım. üstelik başım ağrıyor ve yastığa koymak bile işe yaramıyor.