Dolaşıyorum ne zamandır, kalbimde bir gül kesiği;
Islak bir tülbent koy göğsüme, emsin büyüyen o siyah lekeyi;
Çoktan döndüm gittiğim gurbetlerden,
Yine de içimde kanayan bir sılanın sesi..♠️♠️♠️
Sıkıntı denizinin, ciğerli balıklarıyız... Oksijenini yârdan değil, yârı yaradandan dile...♠️♠️♠️
Ama sen karanlığı yere tükürebilirsin, Sevdiğini bağır, kükre bilinsin..!! Çekilmez inan, bu koca külfet ilimsiz, Ağzından bir dua çıksın, bağrına bin insin..♠️♠️♠️
" Ya lâle açmalıdır göğsümüzde ya gül .."
...
...
Zaman, önünden hiç olmadık bir zamanda geçebilir, Göz çukurlarımın buğulu camlarından içeri gir, Kendi sıcaklığını getir bırak şu masaya git, Gözlerim 20 seni daha zorlanmadan içebilir...♠️♠️♠️
Hafızam sıfır, sen anne sütüsün, Bozuluyor zaman geçtikçe yüzümün ütüsü, Kırışan alnımın isyanı dilden düşenlerdir, Kurtuluş yok, ölüm senden sen ölümden kötüsün...♠️♠️♠️
Ne zaman seni düşünsem,
Bir ceylan su içmeye iner,
Çayırları büyürken görürüm
Her akşam seninle,
Yeşil bir zeytin tanesi,
Bir parça mavi deniz,
Alır beni.
Seni düşündükçe,
Gül dikiyorum elimin değdiği yere,
Atlara su veriyorum,
Daha bir seviyorum dağları...♠️♠️♠️
Seni kim çizebilir şubat yolcusu,
Yalnız akşam olsun dağınık olsun,
Ceplerinde bozuk bir bulut uğultusu,
Geceleyin dörtte bir ölüm korkusu,
Dörtte dört sabaha karşı yağmursun.
Seni kim çizebilir şubat yolcusu,
Bütün çizgileri bozuyorsun...♠️♠️♠️
Unutturdu gülmeyi seneler Kıyamadım ki silmeye seni ben Gözümün önünde hep o son bakışın Doymadım doyamadım sevmeye seni ben