"iyiler vazgeçtiği için ahmaklar kralken..."
Kafamda dönüp duran anılar var ama gerçek mi hayâl mi ayırt edemiyorum.
zaten benim huyum buydu; kalabalıkken gizlediğim duygular yalnız kaldığım dört duvar arasında duvarla beraber üzerime yıkılırdı
nasıl yani şimdi eski antakya Cumhuriyet'in 100. yılına özel ışıklandırılamayacak mı, arsuzun denize çıkan her sokağında Mustafa Kemal'i göremeyecek miyiz?
Geceleri uyuyamıyor öylece yatakta oturuyorum. Zihnim harp meydanı. Göz altlarım morarmaya başladı. Nefes alamıyor alıyor gibi davranıyorum. Rol mü yapıyorum kendim bu muyum ayırt edemiyorum artık.
nasıl oluyor vakit bir türlü geçmezken yıllar hayatlar geçiyor~